• genel

Bütüncül Beslenme

Hastalıklar bizlere mesajlar gönderir. Bir şeyleri farketmemiz, değiştirmemiz için aracılardır. İyileşmek ancak bedene, kimyaya, bağırsaklara, hücrelere, genlere, mitokondri ve ruha olan farkındalığın artması, yakınlaşmakla mümkün oluyor. Bütüncül beslenme kişinin daha iyi hissetmesi, hastalıkların tedavisinin yanı sıra kişinin kendisini farketmesi, özünü bulması ile ilgilidir.

Bütüncül beslenme, biyokimya ve ruhsal sistemle birlikte bütüncül yaklaşımın 3 ana ayrılmaz bileşeninden biridir. Vücuda ihtiyacı olan tüm besin gruplarının verildiği ve sağlıklı bir yaşam için gereken tüm besin öğelerini sağlayan bir beslenme şeklidir. Meyve, sebze, kaliteli karbonhidrat kaynakları, protein kaynakları, sağlıklı yağlar ve su gibi sağlıklı besinleri içerirken işlenmiş gıdalardan ve şekerli içeceklerden uzaklaşıp, doğal ve taze besinlerle beslenme teşvik edilir.

Hastalıkların temelinde genetik faktörlerin etkisi bulunmakta ancak genlerin çalışma sürecini etkileyen çevresel faktörlerin etkisi yani “epigenetik” asıl odaklanılması gereken noktadır. Kişiyi etkileyen çevresel faktörler iyileştirildiğinde arka planda genlerin daha iyi çalışması sağlanarak vücutta süre gelen tüm biyokimyasal süreçler de düzene girmektedir. Bu sayede birçok kronik hastalık riski azalmakta, hastalıklar tedavi edilmektedir.

Bütüncül beslenmenin kişiye fayda sağlamasındaki ana merkez yolak ruhsal sistemden geçer. Bunun arkasından vücuduna yaklaşımı uyku düzeni, egzersiz, stres yönetimi gibi faktörler gelir. Ancak kişi kendine ve ilişkilerinde nasıl davrandığının farkında olduğunda, kendisine şefkat göstermeye başladığında içtiği ve yediği besinler de kişinin dönüşümü, iyi hali için maksimum performansı gösterebilir.